Marakeş ve Ouarzazate

Marakeş ve Ouarzazate

Kuzey Afrika’nın egzotik şehri Marakeş, yenilikçi Kral 6. Muhammed’in yatırımlarıyla dünyanın en gözde turizm merkezlerinden biri olmaya aday. Jemaa El Fnaa Meydanı, Koutubia Camii, Bahai Sarayı ve Souk Geleneksel Çarşısı, Marakeş’in en önemli turizm silahları.

Daha fantastik bir tatili seçenler ise Marakeş’e 4.5 saat uzaklıktaki Quarzazate’ı tercih ediyor. Hollywood’un iddialı yapımlarına ev sahipliği de yapan Quarzazate’da ayrıca Aid Ben Haddou Kaspah’ı ziyareçilerine doyumsuz bir manzara sunuyor.

Şehrin kalabalığından ve stresinden bıkan Avrupalıların tatil tercihlerinin başında Fas’ın Marakeş şehri geliyor. Avrupa’ya olan yakınlığı, mimari özelliklerin koruması ve nüfusunun hemen hemen hepsinin Fransızcayı çok düzgün konuşmaları Avrupalı turistlerin rotalarını Marakeş’e yöneltiyor.

1999 yılında tahta geçen Kral 6. Muhammed’in reformcu yönetimi sayesinde şehir dünyanın en tercih edilen turizm merkezlerinden biri olma yolunda.

Fas, Afrika’nın en ucunda, Afrika’nın Avrupa’ya yaklaştığı uçta yer alan bir krallık. Ülkenin resmi dili Arapça, ancak 1912’den 1956’ya kadar Fransız egemenliğinde kalması dolayısıyla, ikinci resmi dil Fransızca. Ülkede ayrıca İspanyolca ve Berberi dilleri de oldukça yaygın.

Ülkenin devlet başkanı 1999’dan beri Kral 6. Muhammed. Ülke nüfusunun yüzde 99.1’i Arap-berberi, yüzde 0.2’si Musevi, yüzde 0.7’si ise diğer etnik kökenlerden.. Fas’ın para birimi ise dirhem.

Cafe Tur’un organizasyonunda yaptığımız Marakeş yolculuğumuz beş saatlik Kazablanka aktarmalı uçak yolculuğu ile başlıyor.


MARAKEŞ TARİHİ

 

Nüfusu 1.5 milyonu aşmış olan Marakeş, Atlas Dağları’nın eteğinde verimli bir vahada 1062 yılında Elmuravid Hanedanlığı’nın başkenti olarak kuruldu. Sınırları Kuzey Afrika’dan Güney İspanya’ya kadar uzanan hanedanlık sırasında Marakeş, Endülüs kültürü ile çöl kültürünü harmanlayan ve ticaretin kalbinin attığı bir kent durumundaydı.

Şehir 1269 yılında şehir Merinidler tarafından fethedilmiş ve ardından gerileme dönemine girmiş. Merinidlerin başkenti Fes olduğundan Marakeş’e 2.5 yüzyıl önem verilmemiş. Marakeş daha sonra Saadian Hanedanlığı’nın eline geçmiş ve eski görkemli günlerine tekrar geri döndü.

1912’de Fas’ın Fransız yönetimine geçmesiyle birlikte modern kent kuruldu Ancak bu döneme göre modern şehrin yanında kent eski görüntüsünü de korumuş durumda. Bu yüzden bugünkü Marakeş’te, eski kentin ve yeni kentin tüm özelliklerini bir arada bulmak mümkün.

Marakeş, çöl ile kuzey Fas arasında bir geçit sağlıyor. Marakeş’in gelir kaynakları arasında turizm, büyük yer kaplıyor. Turistlere yönelik el sanatları ürünleri, deri ürünleri, çöl halıları, tahta oymalara Marakeş’in dört bir yanında göze çarpıyor.

Toprağın renginden dolayı Marakeş’in neredeyse tamamı kızıla bürünmüş durumda… Bu yüzden de yerel halk arasında şehrin ismi “Kızıl Şehir” olarak geçiyor.


KOUTUBIA CAMİİ

 

11. yüzyıldan kalma Koutubia, eski caminin yıkılmasıyla, 12.yüzyılda büyük bir inşaatçı olan Abdal Mou’min döneminde inşa edilmiş. Camii Marakeş’in sembolü olarak kabul ediliyor. Göz kamaştırıcı bir yapı olan Koutubia Cami’nin minaresi 70 metre yüksekliğinde.

Fas’taki camileri, Türkiye’de görmeye alışık olduğumuz camilerden ayıran temel özellik, minareleri. Fas’taki camilerin minareleri bizdekilerin aksine yuvarlak değil, dikdörtgen bir kule şeklinde yükseliyor.

Koutubia, aslında bize pek uzak bir kelime değil. “Kitaplık, kitap satılan yer” anlamına geliyor. Zaten Koutubia Cami’nin, yerine inşa edildiği caminin bahçesinde de eskiden el yazma kitaplar satılırmış. Camii, adını buradan alıyor.


JEMAA EL FNAA MEYDANI

 

Marakeş’in en ünlü ve en canlı yerlerinden bir tanesi Jemaa el Fnaa meydanı. Yerel halk meydanı, “Kıyamet Meydanı” ya da “Ölülerin buluştuğu yer” olarak adlandırıyor.

Eski dönemlerde idamların gerçekleştirildiği bir yer olduğu için halk meydana bu ismi koymuş. Bu geniş meydanın en büyük ve en tarihsel özelliği; Afrika’nın içlerinden ticaret için gelenlerle, yörede yaşayan Berberileri ve kuzeyden Arapları buluşturması.

Meydan, gündüzleri, yılan oynatıcılarının, fal bakıcıların, geleneksel dansçıların, hikaye anlatıcıların, Meksikalıları andıran renkli şapkaları ve geleneksel kıyafetleriyle su satıcılarının, şehri turlamak isteyenlere hizmet veren faytoncuların buluştuğu ve birbirine karıştığı bir mekan.

İnanılmaz çeşitte baharatı, kurutulmuş otları, yanlarında taşıdıkları insan iç organlarını gösteren maketleri satan satıcıları, meyve suyu satıcılarını meydanda bulmak mümkün. Meydan, özellikle hava yavaş yavaş kararmaya başladığında birden şekil değiştiriyor. Kamyonetler, at arabaları, eşekler, meydana demir masaları ve oturakları indirmeye başlıyor. Tüm hazırlıklar bittiğinde belki de dünyanın en büyük Açıkhava restoranı tamamlanmış oluyor.

Fas’ın geleneksel tüm yemeklerini bu açık hava restoranında bulmak mümkün. Zaten yaratılan bu renk, koku ve insan cümbüşünü, meydanı ziyarete gelen yabancılar, meydanın hemen yanındaki teraslı kafelerden ilgiyle izliyorlar.


SOUK ÇARŞISI

 

Jemaa El Fnaa Meydanı’nın hemen yanı başında, girdiğiniz kadar kolay çıkamayacağınız Souk adı verilen çarşı bulunuyor. Nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan bu çarşı tam bir labirent. Ama aranan her şey bulunabiliyor.

Halılar, deri ürünleri, vazolar, gümüşten yapılmış eşyalar, geleneksel takılar, seramik eşyalar, boyacılar, bin bir çeşit geleneksel giyim eşyası, Marakeş’te hemen her erkeğin üzerinde rastlanan uzun entari Cellaba, ilaç niyetine bitki satan bitkisel eczacılar, sadece Fas’a özgü olan ve masaj sırasında kullanılan argan yağı satıcıları, tahta oymacıları, baharatçılar.

Tabii, 3’te bir, hatta 4’te bir kuralıyla işleyen pazarlıklar ve soluklanmak için içeceğiniz nane çayı, Hepsi bu tarihi çarşıda mevcut.


OUARZAZATE

 

Ouarzazate, Fas’a Genel Vali olarak atanan, Fransız General Lyautey tarafından 1929 yılında, çölden hemen önceki önemli bir ileri karargah olarak kuruldu. Şehre Marakeşten 4 saatlik bir kara yolculuğu ile ulaşılabiliyor. Şehrin nüfusu 30 binden fazla. Coğrafi özelliklerinden dolayı, bir açık hava film stüdyosu olarak da kullanılıyor.

Şu an Ouarzazate’ta özel sektöre ait 4 büyük film stüdyosu ve platosu mevcut. Şehrin içinde de bir sinema müzesi oluşturulmuş durumda. Şehir merkezine girişte, film endüstrisini sembolize eden bir anıt kurulmuş durumda.

Ayrıca Fas yönetimi, Ouarzazate’nin sinema sektörüne ev sahipliği yapması için her türlü desteği de veriyor. Zaten Ouarzazate’ta, filmler için gelen ünlü oyuncuları ağırlamak amacıyla birbirinden lüks onlarca otel de yapılmış. Figürasyon açısından ucuz işgücü, geniş arazi ve özellikle tarihi filmlerinde kullanılabilen doğal coğrafi özellikleri nedeniyle Hollywood başta üzere dünya sinema sektörü buraya akın ediyor.

Ouarzazate’taki en büyük stüdyo ve platolardan bir tanesi, Atlas Corporation’a ait Atlas Stüdyoları. Atlas’ın sahip olduğu platoya girdiğinizde, pek çok filmde kullanılmış dekorları, adeta bir açık hava müzesinde gezercesine gezebiliyorsunuz. Filmler çekilip tamamlandıktan sonra filmde kullanılan dekorlar kaldırılmamış ve ziyaretçilere açık. Dileyen, bir rehber eşliğinde bu devasa dekorları gezebiliyor.

Atlas Platosu’nda çekilen filmlerden önemli bazılarını şöyle; Nil’deki Elmas , Gün Işığında Suikast, Musa, Kundun, Lejyoner, Kleopatra, Gladyatör,  Asterix ve Obelix Kleopatra’ya Karşı ve Cennetin Krallığı.


AID BEN HADDOU KASBAHI

 

Fas’ta aşiret reislerinin yönetimi altındaki köylere verilen genel isim Kasbah. Aid Ben Haddou Kasbah’ı 12. yüzyıldan kalma fantastik bir yapı. Aid Ben Haddou, bu yerleşim birimiyle, Ouarzazate’tan Marakeş’e uzanan yolu kontrol ediyor ve buradan geçen kervanlardan haraç alıyordu.

Ancak bölgeye Fransızların gelişiyle birlikte, bu kasbah da kaderine terk edildi.  Bir tepenin üzerine diklemesine kurulmuş kasbah’ın içine girdiğinizde tarihte bir yolculuk yapıyorsunuz.


MARAKEŞ YEMEKLERİ

 

Endülüs, Berberi, Fransız ve Osmanlı etkisindeki Fas Mutfağı, baharatlı yemekleriyle dünyanın en iyi mutfaklarından biri. Kuzey Afrika’nın lezzet yıldızı olarak da adlandırılan Fas’ta yemek oldukça ciddiye alınıyor. Yemekler genellikle pişirildikleri toprak kaplarda geliyor ve masanın tak ortasına konuluyor. Böylece masadaki herkes aynı tabaktan yemek yemiş ve yemekleri paylaşmış oluyor.

Fas mutfağı denilince akılda kalan ilk şey, yoğun baharat. Kimyon, kişniş, safran, acı biber, sarımsak, zencefil, tarçın ve kırmızı biber yemeklerde bolca kullanılan baharatların başında geliyor.

Hem sokak aralarındaki küçük lokantalarda, hem de en lüks restoranlarda rastladığınız Tajin, Fas’ın bilinen en yaygın yemeği. Pişirildiği toprak kapta servis edilen Tajin, et, tavuk, balık ve taze mevsim sebzeleriyle meyvelerinden yapılıyor. Küp şeklinde kesilmiş etler, kuru erik, zeytin, limon kabukları, egzotik otlar ve bolca baharatla tatlandırılıyor.

Türlü şeklindeki karışım bulunduğu torak kabın içinde erime noktasına gelene kadar kömür ateşi üzerinde pişiriliyor. Yemeklerin ardından ise, taze mevsim meyveleri servis yapılıyor.


NASIL GİDİLİR?

 

Marakeş gezimizde İstanbul’dan başlayan 5 saatlik uçak yolculuğunun ardından Kazablanka’ya ulaştık.

Buradan yine havayolunu kullanarak iç hat uçuşuyla yaklaşık 50 dakikalık bir yolculuğun ardından Marakeş’e vardık.

Fas, Türk vatandaşlarına vize uygulamıyor. 6 ay geçerliliği olan bir pasaportunuzun bulunması yeterli.


ELÇİLİK BİLGİLERİ

 

Fas Türkiye Büyükelçiliği

7, Avenue de Fes Rabat – (212-3) 776 26 05 – 776 26 58

Türkiye Fas Büyükelçiliği

Rabat Sk. No:11 Gaziosmanpaşa/ Ankara – (0312) 437 60 20

(Marakeş haritası)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.