Mount Kenya, Lenena

Mount Kenya, Lenena Dağı Tırmanışı

Kenyalılar ve Nairobi hakkında duyduğumuz onca olumsuz hikayeden sonra sınır kapısında yaşadığımız gerginlik, görevlilerin tavırlarıyla daha da arttı. Türk olduğumuzu öğrenen sınır polisi bizi yarım saat kadar bekletti. Pasaportlarımız masa masa dolaşıyor.Üç kilidi olan kapılardan dosyalar çıkıyor ve sonunda ajan değil dağcı olduğumuza kanaat getirilip sınırdan zorlukla geçebiliyoruz.


NAIROBI

3 saat sonra Kenya’nın başkenti Nairobi’ye ulaşıyoruz. Zengin hayvan çeşitliliği, doğal güzellikleri ve benzersiz kültür mirasıyla Afrika’nın en çok turist çeken ülkesi Kenya, bağımsız bir cumhuriyet.

Yakın tarihi Tanzanya ile benzerlikler gösteriyor. Önce Alman koruması daha sonra İngiliz işgali altına girmiş. Aynı dönemde Güney Afrika’dan gelen beyaz göçmenler kurdukları çiftliklerde siyah halkı zorla çalıştırmaya başlamış. İngilizler’in Tanzanya yerine Kenya’yı daha çok tercih etmesinin nedeni ülkedeki tarıma elverişli arazinin fazlalığı. Uzun süren iç ve dış çekişmelerin ardından Kenya 1963 yılında tam bağımsızlığına kavuşmuş.

Ülkede İngilizce ve Swahili dilleri konuşuluyor.

Gasp ve hırsızlık olaylarının çok fazla görüldüğü Nairobi’de hiç oyalanmayıp Mount Kenya tırmanışı için rehberimiz Peter’la birlikte şehre 2 saat uzaklıktaki Chogoria bölgesine ulaşacağız.


CHOGORIA VE MOUNT KENYA 

Mount Kenya’nın Batian zirvesine teknik tırmanış yapacak rehber bulamadığımız için dağın diğer bir zirvesi Lenena’yı deneyeceğiz. Mount Kenya dağının bizim için en ilgi çekici özelliklerinden biri de daha önce hiçbir Türk’ün bu zirvelere çıkmamış olması.

Küçücük, hapishane arabasına benzer bir araçla rehber Peter, 6 taşıyıcı ve biz korkunç derecede eziyetli bir yolculuk yaptıktan ve rehberimizle çıkış rotası konusunda küçük bir sorun yaşadıktan sonra Lenena zirvesine görsel açıdan zengin Chogoria rotasından tırmanmaya karar veriyoruz.


LENENA DAĞI TIRMANIŞI

Ertesi sabah Peter’ın yaptığı plan dağcılıktaki tüm aklimatizasyon kurallarını alt üst edecek boyutta. Peter bir günde 1600 metre’den 4200 metredeki Minto kampına çıkmayı planlıyor. Ne kadar karşı çıksak ta başka çaremiz yok. Eğimden dolayı arada kamp kuracak yer yok. Daha kötüsü, Minto kampı’nın dışında su kaynağı bulunmuyor.

Doktorumuz Tunç Tiryaki, bir gün için en fazla 500 metre yükselmenin tavsiye edildiğini söylüyor. Ancak biz 6 saat içinde 2600 metre gibi korkunç bir irtifa alacağız.

Mount Kenya görsel açıdan muhteşem bir dağ. Kaya yapısı Aladağlar’a, iklim özellikleri Kaçkar Dağları’na benziyor. Asıl ilginç olan 4500 metrenin üzerinde de ağaç ve bitki örtüsünün bulunması.

Tırmanışın ilk 2 saatinden sonra yavaşlamalar ve ciddi kopmalar başladı. 10 gün önce Kilimanjaro zirvesinde olduğumuzdan aklimatizasyonumuz (yüksekliğe alışma süreci) iyi. Ancak taşıyıcılar ve özellikle rehberimiz Peter son derece kötü durumda. 4000 metre yükseklikte artık Kenyalılarla aramızda çok ciddi kopmalar başladı. 4200 metredeki Minto Kampı’na ulaştığımızda taşıyıcılar 1 saat, Peter 2 saat gerimizde kalıyor. 

Çadırlarımızı kurduktan ve hazırladığımız çaylarımızı içtikten sonra taşıyıcılar kampa ulaşmayı başarıyorlar. Ancak birden alınan irtifadan dolayı çok yorgun ve yıpranmış görünüyorlar. Asıl problem Peter’ın hala gelmemiş olması. Fazla yük taşımamasına rağmen görünürde yok. Bu arada arkadaşlarımız Aliço ve Tunç da kendilerini kötü hissediyorlar. İyi durumda olan bir taşıyıcı ile birlikte Peter’ı aramaya gitmeye karar veriyorum. 300 metrelik bir inişten sonra Peter’ı yarı baygın halde yerde yatarken görüyoruz. Kampa kadar yürüyebileceğini söylüyor, yüklerini paylaşıp güçlükle kampa çıkmasını sağlıyoruz.

Kampta görünen manzara inanılmaz. Taşıyıcılar bir taşın altında ölü gibi yatıyor. Güçlü rehberimiz!!! Peter daha kötü görünüyor. Tunç ve Aliço çadırda, tulumlarının içinde baş ağrılarıyla mücadele ediyorlar. Yaygın olan kanı yarınki zirve tırmanışının gerçekleşmesinin çok zor olduğunu yönünde.

Gece yarısı saat 2.00 gibi uyandığımızda hastaların durumu biraz daha iyi. Sadece Peter’ın durumunda değişiklik yok. 4 saat sürmesini düşündüğümüz zirve tırmanışına yardımcı rehber Philip, ben, Cenk Sağman ve Ziya Çobanoğlu’dan oluşan ekiple dağın ilk Türk tırmanışını yapmak için kamptan ayrılıyoruz.

Önce Lenena’nın ana kütlesine ulaşmak için dik bir kulvar çıkışı, daha sonra kaya ve iri taşlardan oluşan bir parkur tırmanacağız. Rehber Philip oldukça hızlı tırmanıyor, bu yüzden sık sık kesiliyor. Parkurun sonunda Lenena buzulu ve buzulun bitiminde Australian Hut Kampı görülüyor.

Lenena’nın dik kulvarını ve kaya parkurunu aşıp 4986 metrelik zirveye 2 saat 50 dakika gibi kısa bir sürede başarıyla ulaşıyoruz. Bu zirveye çıkan ilk Türk ekibi biziz. Zirvede fotoğraf çektirip, bolca sıvı aldıktan sonra hızla inişe geçiyoruz. Havanın çok açık olmasına rağmen şiddetli rüzgar ısıyı bir hayli düşürüyor. Fotoğraf çekeceğim derken neredeyse parmaklarımı donduruyordum.

1.5 saat süren inişin sonunda Minto Kampı’na ulaşıyor, Tunç ve Aliço’nun bizi karşıladığını görünce daha çok seviniyoruz. Aynı gün kampı toplayıp Chogoria üzerinden Nairobi’ye dönüyoruz.

(Mount Kenya, Lenena haritası)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.